19 Kasım 2007

Şeytanın bacağını kırdım!



Konsolosluklarla ve vize islemleriyle nedense aram hic iyi olmadi. Kara bahtim kor talihim mi desem hersey Amerika gibi uzak diyarlarda pasaportumu kaybetmemle basladi. On yillik Amerika vizem pasaportumla birlikte uctu gitti. Yeniden vize alamadigim gibi o gun bu gundur yurtdisina gidis konusunda bir talihsizlik yasarim hep. Turkiye'de yasarken Paris'e bir arkadas ziyaretine gitmeye niyetlenmistim. Gurol'un bir is toplantisina denk getirip bir tasla iki kus vuracaktik. Gel gor ki Fransa beni ulkesine girmeye yeterli bulmadi. Iki defa basvurup her ikisinde de Fransa Konsoloslugu'ndan red cevabi almistim. Bruksel'e yerlesmemize en cok bu yonden sevinmistim. Canimin her istediginde elimi kolumu sallaya sallaya Avrupa'yi dolasabilecektim. Icimde kalan Paris gezisini Bruksel'e ilk geldigimizde aradan cikarmistik. Paris artik kapi komsusu ya, cok da ragbet gostermedim bir daha.

Yeni takintim Ingiltere. Uzun zamandir Londra'yi gormek istiyorum. Konsolosluklarla aram iyi olmadigindan vizeye basvurmaya bir turlu cesaret edemiyordum. Sansimi denemeye karar verdim ve nihayet seytanin bacagini kirdim. Ilk basvurumda Ingiltere gibi vizeyi koklatarak veren bir ulkeden on yillik vize almayi basardim!

Bellcika bana ugurlu geldi... Darisi Amerikan vizesinin basina....